MÜKELLEF BİLGİ PANOSU

2018/16_7103 Sayılı Torba Kanunu Yayımlandı

 

7103 SAYILI TORBA KANUNU YAYIMLANDI

“Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı” 21 Mart 2018 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşmış ve 27 Mart 2018 tarihli 2. mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

7103 sayılı “Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile Gelir, Kurumlar, Vergi Usul, KDV, ÖTV, MTV, Harçlar ve 6183 sayılı Kanun’da gerçekleştirilen değişiklikler aşağıdaki şekilde özetlenmiştir:

1. Gelir Vergisi Kanunu

a. Kreş ve gündüz bakım evlerinde gelir vergisi istisnası (md. 4)

Gelir Vergisi Kanunu’nun “Ücretlerde istisna” başlıklı 23. maddesine yeni bir bent eklenmektedir. Buna göre işverenlerce kadın hizmet erbabına kreş ve gündüz bakımevi hizmeti verilmek suretiyle sağlanan menfaatler gelir vergisinden istisna olarak değerlendirilecektir.

İşverenlerce işyerinde bu hizmetlerin verilmediği durumlarda dışarıdan alınan hizmetler için ödenen bedeller de aşağıdaki şartlarla istisnadan yararlanacaktır.

·         Ödemenin çalışana nakden yapılmadan, doğrudan bu hizmetleri sağlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine yapılması,

·         Her bir çocuk için aylık asgari ücretin aylık brüt tutarının yüzde 15’ini aşmaması (2018 yılında 2.029,50 * % 15 = 304,43 TL/ay)

Ödemenin yukarıdaki istisna tutarını aşan kısmı ile hizmet erbabına bu amaçla nakden yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilecektir.

Bu hüküm Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir.

b. İkale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar (md. 7 ve 5)

Gelir Vergisi Kanunu’nun “Ücretin tarifi” başlıklı 61. maddesinin 3. fıkrasına yeni bir bent (7. bent) eklenerek, hizmet erbabına hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra,

·         Karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar ile

·         İş kaybı, iş sonu ve iş güvencesi tazminatları,

gibi çeşitli adlar altında yapılan ödeme ve yardımların ücret kapsamında olduğu hususu açıklığa kavuşturulmuştur. 

Diğer taraftan Kanun’un 5. maddesiyle Gelir Vergisi Kanunu’nun “Tazminat ve yardımlarda istisna” başlıklı 25. maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi de değiştirilmiştir. Buna göre yukarıda sayılan ödeme ve yardımlar gelir vergisinden istisna olarak değerlendirilecektir. Ancak bu tür ödeme ve yardımların toplamının kıdem tazminatı istisna tutarının hesabında dikkate alınacağı da madde metninde yer almaktadır. Sonuç olarak kıdem tazminatı tutarına kadar yapılan bu tür ödemeler üzerinden gelir vergisi kesilmeyecek, aşması durumunda ise aşan kısım gelir vergisine tabi tutulacaktır.

İkale sözleşmesi; iş sözleşmesinin, doğal yollar dışında tarafların ortak iradesiyle sona erdirilmesi yönündeki işlem olarak tanımlanmaktadır.

Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir.

c. İlave asgari geçim indirimi (md. 6)

Hatırlanacağı üzere Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 86. maddeyle; 2016 yılı Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri gelir vergisi tarifesi nedeniyle 1.300,99 TL’nin altına düşen ücretliler için, 1.300,99 TL’nin altına düşen tutarın ilave asgari geçim indirimi yoluyla telafisi imkanı getirilmişti.

7061 sayılı Kanun ile GVK’ya eklenen geçici 87. maddeyle, 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin aynı nedenle net ücreti 1.404,06 TL’nin altına düşen ücretliler için de aynı uygulama yapılmıştı.

7103 sayılı Kanun’la Gelir Vergisi Kanunu’nun “Asgari geçim indirimi” başlıklı 32. maddesine yeni bir fıkra eklenerek yukarıdaki uygulama devamlı hale getirilmektedir.

Buna göre net ücretleri, gelir vergisi tarifesi nedeniyle sadece kendisi için asgarî geçim indirimi hesaplanan asgarî ücretlilere (bekar), içinde bulunulan yılın Ocak ayına ilişkin ödenen net ücretin (2018 için 1.603,12 TL) altında kalanlara, bu tutar ile bu tutarın altında kalındığı aylara ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar, ücretlinin asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilecektir.

İlgili yılda geçerli asgari ücretin dönemsel olarak farklı tutarlarda belirlenmiş olması halinde, yeni asgari ücretin geçerli olduğu aylar için artışın uygulandığı ilk aydaki ücret üzerinden gelir vergisi tarifesinin ilk dilimindeki oran baz alınarak hesaplanan net ücret dikkate alınacaktır.

Bu uygulama açısından net ücret; yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgarî geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade etmektedir.

Bu hüküm de Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir.

d. 01/01/2018 ile 31/12/2020 tarihleri arasında özel sektör işverenleri tarafından yapılacak yeni işe alımlarda, işverene 12 ay süreyle gelir vergisi stopajı desteği,  damga vergisi ve sigorta prim desteği verilmesi, imalat ve bilişim sektörlerinde yapılacak işe alımlarda sosyal güvenlik desteğinin daha yüksek tutarda olması ve söz konusu teşvik uygulamalarının genç, kadın ve engellilerin istihdamında 12 ay yerine 18 ay süreyle uygulanması imkanı getirilmiştir.

4447 sayılı işsizlik sigortası kanununa eklenen geçici 19. madde ile sigortalının ve işveren kısmen primlerine uygulanacak teşvik esasları belirlenmiştir.

İmalat sektöründe bir ila üç çalışanı olan ve ustalık belgesine sahip küçük esnafa, 18 ila 25 yaşlarında en fazla iki kişiye istidam sağlamaları halinde iki ayda bir asgari ücret üzerinden ücret, gelir vergisi stopajı, sosyal güvenlik primi ve damga vergisi desteği sağlanacaktır.

4447 sayılı işsizlik sigortası kanununa eklenen geçici 20. madde ile işverene sağlanacak sigortalı ve işveren hissesi primi desteğinin esasları belirlenmiştir.

4447 sayılı kanuna geçici 19. ve 20. madde kapsamında işsizlik fonunda karşılanan tutarlar gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacaktır.

4447 sayılı kanunu geçici 19 ve 20. maddeleri kapsamında işe alınanların ücretlerinin, ilgili yılda uygulanan asgari ücretin aylık brüt tutarının prim ödeme gün sayısına isabet eden tutarı üzerinden hesaplanan gelir vergisinin asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra kalan kısmı verilerek muhtasar beyanın üzerinden tahakkuk eden vergiden mahsup edilecektir.

Bu kapsamda ödenen ücretlerin aylık asgari ücretin prim ödeme gün sayısını isabet eden kısım üzerinden damga vergisi hesaplanmaz ve ödenmez.

Bu maddeyle sağlanan vergi teşvikleri 2020 Aralık ayı aşılmamak üzere maddede belirtilen sürelerle (geçici 20 madde kapsamında istihdam edilenlerde 2018 Aralık ayı sonuna kadar) geçerli olmak üzere uygulanır.

İşe giriş tarihi itibariyle sigortalının, işverenin birinci derece kan veya kayın hışmı yada eşi olması halinde geçici 20. madde kapsamındaki sigorta prim teşvik ile vergi teşviklerinden yararlandırılmayacaktır.

4447 sayılı kanun Geçici 19,  geçici 20 ve geçici 21. madde ile eklenen sigorta prim ve vergi teşvikleri 01.01.2008 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanacaktır.     

 

e. Evlerde kurulan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri (md. 3)

Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergiden muaf esnaf” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasına yeni bir bent (9. bent) eklenmektedir. Buna göre Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi üretimi amacıyla, sahibi oldukları veya kiraladıkları konutların çatı ve/veya cephelerinde kurdukları, kurulu gücü azami 10 kW’a kadar (10 kW dâhil) olan (Kat maliklerince ana gayrimenkulün ortak elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan dâhil) yalnızca bir üretim tesisinden üretilen elektrik enerjisinin ihtiyaç fazlasını son kaynak tedarik şirketine satanlar gelir vergisinden muaf esnaf kapsamına alınmaktadır.

7103 sayılı Kanun’da ayrıca, yukarıdaki kapsamda elektrik üretip esnaf muaflığından faydalanan kişiler için GVK 9. maddenin 3. fıkra hükmünün dikkate alınmayacağı belirtilmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinin 3. fıkrasında ise ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usulde gelir vergisine tâbi olanlar ile esnaf muaflığı kapsamına giren işleri Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanların esnaf muaflığından faydalanamayacağına ilişkin düzenleme yer almaktadır.

Yukarıdaki kapsamda esnaf muaflığından yararlanacak olan bu kişilerin; belge düzenleme, defter tutma, beyanname verme yükümlüğü olmayacaktır. Bu nedenle son kaynak tedarik şirketi, satış yapan kişiye gider pusulası düzenlemek suretiyle satışı belgelendirecektir.

Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir.

2. Kurumlar Vergisi Kanunu

a. Bölgesel yönetim merkezlerine tanınan kurumlar vergisi muafiyeti kaldırılmıştır. (md.74)

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Muafiyetler başlıklı 4’üncü maddesi’nin “ö” bendi kaldırılmadan önce şöyle idi:

“ö) Tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması ve söz konusu giderlerin Türkiye'de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması kaydıyla, Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezleri (Türkiye'de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun, bölgesel yönetim merkezinin yönetimi altında bulunması muafiyet hükmünün uygulamasına engel teşkil etmez.).”

Torba Yasanın 74’ncı maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4’üncü maddesinin “ö” bendi yürürlükten kaldırılmıştır.

Madde ile vergi mevzuatının OECD ve Avrupa Birliği standartları doğrultusunda uluslararası vergileme ilkelerine uyumluluğunun sağlanması amacıyla Ekonomi Bakanlığı’ndan alınan izne istinaden kurulan “bölgesel yönetim merkezlerine” tanınan kurumlar vergisi muafiyetinin kaldırılmıştır.

Bu hüküm 1/1/2019 tarihinde (1/1/2019 tarihi itibarıyla kurulu bölgesel yönetim merkezleri için 1/1/2022 tarihinden itibaren uygulanmak üzere), yürürlüğe girecektir.

b. Tasfiye öncesi ve sonrası dönemde, vergi tarhiyatı ve kesilecek cezaların muhatabının tespitine ilişkin hüküm, KVK’ndan kaldırılmış olup bu düzenleme VUK md. 10 olarak teselsül ettirilmiştir. (md.9,md 74)

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Muafiyetler başlıklı 17’nci maddesinin 9’uncu fikrası şöyle idi.

“9) Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak salınacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezalar, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılır. Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olurlar. Şu kadar ki, bu fıkra uyarınca tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlıdır.”

Torba Yasanın yukarıda yer alan 74’ncü maddesi ile bu bent hükmü yürürlükten kaldırılmış, ancak bu bent hükmü Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu maddesine eklenmiştir.

Madde ile, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 17’nci maddesinin 9’uncu fıkrası hükmü, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’na taşınmaktadır.

Bu düzenleme yayımı tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

3. Vergi Usul Kanunu

a. Vergi Mahremiyeti kapsamında değişiklik yapılmıştır. (Md.8)

VUK’nun  5 inci maddesine beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile Kamu kurum ve kuruluşları tarafından ilgili kanunları uyarınca mükelleflerden talep edilebilen, kurum ve kuruluşların görevleriyle doğrudan ilgili ve görevlerinin ifası için zorunluluk ve süreklilik arz eden bilgilerinbu kurum ve kuruluşlara verilmesi vergi mahremiyetinin ihlali sayılmayacaktır. Bu durumda, kendilerine bilgi verilenler, bu maddede yazılı yasaklara uymak zorunda olup, bu bilgilerin muhafazasını sağlamaya yönelik tedbirleri almakla yükümlüdürler. Maliye Bakanlığı, bu fıkra uyarınca verilecek bilgilerin kapsamı ile bilgi paylaşımına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Değişikliği içeren madde kanunun yayım tarihiyle (27 Mart 2018)  yürürlüğe girmiştir.

b. Kanuni Temsilcilerin ve Tasfiye Memurlarının sorumluğu yeniden düzenlenmiştir. (Md.9)

VUK’nun  10 uncu maddesine aşağıdaki fıkralar eklenerek, tasfiye öncesi ve sonrası kanuni temsilciler ile tasfiye memurlarının sorumluğu yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre;

“Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerdentasfiye dönemi için tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılırLimited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olurlar. Şu kadar ki bu fıkra uyarınca tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlıdır.

Beşinci fıkra kapsamına girmeyen tüzel kişilerin tüzel kişiliklerinin veya tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin sona ermesi halinde, sona erme tarihinden önceki dönemlere ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tüzel kişiliği olanların kanuni temsilcilerinden, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler (adi ortaklıklarda ortaklardan herhangi biri) ve varsa bunların temsilcilerinden herhangi biri adına yapılır.”

Değişikliği içeren madde kanunun yayım tarihiyle (27 Mart 2018)  yürürlüğe girmiştir.

c. Takdir Komisyonu kararı olmaksızın malların imha edilebilmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır. (md.10)

VUK’nun 278 inci maddesinden sonra gelmek üzere  eklenen aşağıdaki 278/A maddesi ile imha edilmesi gereken mallara ilişkin yeni düzenleme yapılarak takdir komisyonu kararı olmaksızın değerleme yapılabilme imkanı getirilmiştir.  

Bu kapsamda işlem tesis edilebilmesi için, bu mahiyetteki imha işlemleri süreklilik arz eden mükelleflerce Maliye Bakanlığına başvurulması gerekmektedir. Bu başvuru üzerine mükellefin geçmiş yıllardaki işlemleri, fiili üretimi, satış ve imha süreçleri ile sektördeki diğer mükelleflerin durumu, yetkili idare, oda ve kuruluşların görüşleri de dikkate alınmak suretiyle mükellefle yapılacak anlaşma ile belirlenecek usul çerçevesinde ve imha oranını aşmayacak şekilde imha edilen emtianın emsal bedelinin sıfır olarak kabul edileceği belirtilmiştir.

Öte yandan, maddenin son fıkrası ile Maliye Bakanlığı, bu maddeden yararlanmak için başvuruda bulunabilecek mükelleflerde aranacak şartlan, tayin olunan imha oranının geçerli olacağı süreyi, imha oranının süresinden önce İptaline ilişkin kriterleri, madde kapsamına giren emtiayı, sektörler, iş kollan ve işletme büyüklüklerini ayrı ayrı ya da birlikte dikkate almak suretiyle, belirlemeye ve maddenin uygulanmasına İlişkin diğer usul ve esasları tespite yetkili kılınmaktadır.

Değişikliği içeren madde kanunun yayım tarihiyle (27 Mart 2018)  yürürlüğe girmiştir.

d. Yatırım teşvik belgeli yatırımlar için yurtdışından getirilerek sermaye olarak konulan yabancı paraların kur farklarının vergilenmemesine yönelik düzenleme yapılmıştır. (md.11)

VUK’nun 280 inci maddesinden sonra gelmek üzere 280/A maddesi eklenerek  yurtdışından getirilerek sermaye olarak konulan yabancı paralara ilişkin düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenlemeye göre yatırım teşvik belgesi kapsamında yatırım yapacak tam mükellef sermaye şirketlerine, işe başladıkları hesap dönemi ve bu dönemi takip eden hesap döneminde sermaye olarak yurtdışından getirilen yabancı paralar için yeni bir değerleme müessesesi getirilmiştir.

Düzenlemeyle, bu amaçla getirilen yabancı paraların işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar kullanılmayan kısmı ile yatırım teşvik belgesinde öngörülen yatırımları gerçekleştirmek üzere kullanılan kısmı için yabancı para değerlemesi nedeniyle ortaya çıkacak vergisel sonuçlar  önlenmiştir.

Değişikliğin  uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkili kılındığından konuya ilişkin tebliğ düzenlemesi yapılabilecektir.

Değişikliği içeren madde Kanunun yayımı tarihinden sonra tescil edilen sermaye şirketlerine uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

e. Özel usulsüzlük Cezalarına ilişkin maddede değişikliğe gidilerek ceza uygulamasına elektronik belgelerde dahil edilmiştir. (md.12)

VUK’nun  353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentleri değiştirilerek ÖUC uygulamasına elektronik belgelerde dahil edilmiş ve bu konudaki tartışma açıklığa kavuşturulmuştur.

Değişikliği içeren madde kanunun yayım tarihiyle yürürlüğe girmiştir.

f. Bilgi vermekten çekinenler ile elektronik ortamda tebliğ hükümlerine uymayanlara ilişkin ceza uygulaması ilgili madde metni yeniden düzenlenerek açıklığa kavuşturulmuştur. (md.13)

VUK’nun mükerrer 355 inci maddesinin başlığı “Bilgi vermekten çekinenler ile 107/A, 256, 257, mükerrer 257 nci madde ve Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi hükmüne uymayanlar için ceza:” şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Bu Kanunun 107/A maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlardan, bu fıkranın (1) numaralı bendinde yer alanlara 1.000 Türk lirası, (2) numaralı bendinde yer alanlara 500 Türk lirası, (3) numaralı bendinde yer alanlara 250 Türk lirası özel usulsüzlük cezası kesilir.”

Değişikliği içeren madde kanunun yayım tarihiyle yürürlüğe girmiştir.

g. Özel Usulsülük cezalarındaki 376. Madde kapsamında uygulanan  indirim yükseltilmiştir. (md.14)

VUK’nun 376 ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “üçte biri” ibaresi “yarısı” şeklinde değiştirilmiştir.

Değişikliği içeren madde kanunun yayım tarihiyle yürürlüğe girmiştir.

h.Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezaları Tarhiyat Öncesi Uzlaşma kapsamından çıkarılmıştır. (md.15)

VUK’nun  ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “vergilerle kesilecek cezalarda” ibaresi “vergiler ile bunlara ilişkin kesilecek vergi ziyaı cezalarında” şeklinde değiştirilmiş ve Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezaları Tarhiyat Öncesi Uzlaşma kapsamından çıkarılmıştır.

Değişikliği içeren madde kanunun yayımı tarihinden önce tarhiyat öncesi uzlaşma talep edilenler hariç olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

ı. Yeni alınan bazı makine ve teçhizatta amortisman uygulaması (md. 16)

7103 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle Vergi Usul Kanunu’na eklenen geçici madde ile yeni alınan bazı makine ve teçhizat için faydalı ömür sürelerinin yarıya indirilmesi konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

Buna göre 1 Mayıs 2018 tarihinden sonra;

- 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce münhasıran imalat sanayiinde veya

- 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamında faaliyette bulunan mükelleflerce münhasıran Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde,

kullanılmak üzere, 2019 takvim yılı sonuna kadar iktisap edilen yeni makina ve teçhizat ile aynı tarihe kadar yatırım teşvik belgesi kapsamında iktisap edilen makina ve teçhizat için uygulanacak amortisman oran ve süreleri, Maliye Bakanlığınca, faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilecektir.

Bu şekilde yapılacak hesaplamada faydalı ömür süresinin küsuratlı çıkması halinde, çıkan rakam bir üst tam sayıya tamamlanmak suretiyle ilgili kıymetlere uygulanacak amortisman oran ve süreleri belirlenir. Bu şekilde belirlenen oran ve süreler izleyen yıllarda değiştirilemez.

İmalat sanayiinde kullanılmak üzere iktisap edilen ve madde hükmünden yararlanılabilecek makina ve teçhizatın tespitine Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Söz konusu düzenleme Kanun’un yayımını izleyen ikinci aybaşında (1 Mayıs 2018) yürürlüğe girecektir.

4. Katma Değer Vergisi Kanunu

a. Yeni bazı makine ve teçhizat teslimlerinde KDV istisnası (md. 31)

7103 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’na eklenen geçici madde ile aşağıda belirtilen makine ve teçhizat teslimlerine KDV istisnası getirilmiştir. Buna göre;

- 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanunu’na göre sanayi sicil belgesini haiz KDV mükelleflerine münhasıran imalat sanayiinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri ile

- 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki teknoloji geliştirme bölgesi ile ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde, 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamındaki araştırma laboratuvarlarında Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara, münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri,

31 Aralık 2019 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesna olacaktır.

Düzenleme tam istisna niteliğinde olduğundan istisna kapsamında teslimde bulunan mükellefler bu işlemleriyle ilgili yüklenip indirim yoluyla gideremedikleri vergileri iade talep edebileceklerdir.

İstisna kapsamında alınan makina ve teçhizatın, teslim tarihini takip eden takvim yılının başından itibaren üç yıl içinde; imalat sanayii veya Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetleri dışında kullanılması veya elden çıkarılması hallerinde, zamanında alınmayan vergi alıcıdan, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.

İmalat sanayiinde kullanılmak üzere istisna kapsamında teslim edilecek makina ve teçhizatı belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Bu hüküm Kanun’un yayımını izleyen ikinci aybaşında (1 Mayıs 2018) yürürlüğe girecektir.

b. Organize sanayi bölgelerinde tesis yapımında KDV istisnası (md. 29)

7103 sayılı Kanun’un 29. maddesiyle, KDV Kanunu’nun 13. maddesinin birinci fıkrasına (j) bendi eklenmiştir. Buna göre organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme tesisleri ile yol yapımına ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları KDV’den istisna olacaktır.

Düzenleme tam istisna niteliğinde olduğundan, istisna kapsamında işlem yapan mükellefler bu işlemle ilgili yüklenim yoluyla gideremedikleri vergileri iade talep edebileceklerdir.

Söz konusu istisna hükmü Kanun’un yayımını izleyen aybaşında (1 Nisan 2018) yürürlüğe girecektir.

c. Okul kantinlerinin kirama işlemlerinde KDV istisnası (md. 30)

7103 sayılı Kanun’un 30. maddesiyle, KDV Kanunu’nun 17. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (d) bendine, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda kantin olarak belirlenen alanların okul aile birlikleri tarafından kiraya verme işlemlerinin KDV’den istisna olduğuna dair hüküm eklenmiştir.

Bu hüküm Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir.

5. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun

7103 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle 6183 sayılı Kanun’un “Paraya çevirme” başlıklı 74. maddesinden sonra gelmek üzere 74/A maddesi eklenmiştir. Bu maddede Maliye Bakanlığı’na bağlı tahsil dairelerince haczedilen mal üzerindeki hacizlerin aşağıdaki şartlarla kaldırılacağı hükmü yer almaktadır:

1. Hacizli malın, haciz varakasına istinaden haczedilmiş olan menkul veya gayrimenkul olması,

2. Hacizli mala biçilen değer ile %10 fazlasının, ilk sırada haciz tatbik eden tahsil dairesine ödenmesi (Şu kadar ki, madde kapsamında ödenecek tutar, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan ödeme zamanı gelmiş, tecil edilmiş veya muacceliyet kesbetmiş borçların toplamından fazla olamaz.).

3. Hacizli mala ilişkin takip masraflarının ayrıca ödenmesi.

4. Hacze karşı dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi.

Bu madde kapsamında haczin kaldırılması halinde aynı mala, haczin kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay müddetle Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince, Kanun’un ihtiyati haczi düzenleyen 13. maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla haciz tatbik edilemeyecektir.

Söz konusu hüküm, Kanun’un yayımını izleyen aybaşında (1 Nisan 2018) yürürlüğe girecektir.

6. Özel Tüketim Vergisi Kanunu

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Kanunu’na ekli listeler kapsamına giren mallar, Türk Gümrük Tarife Cetveli’nde (TGTC) yer alan Gümrük Tarife İstatistik Pozisyon (GTİP) numaraları itibarıyla tespit edilmiştir. ÖTV Kanunu’na ekli listelerde kapsamlı en son güncelleme 2011 yılında yapılmış olup, günümüze kadar, TGTC’de çok sayıda değişiklik olmasına rağmen, ÖTV Kanunu’nda GTİP uyumlaştırmaları yapılmamıştır.

7103 sayılı Kanun’un 56, 57, 58 ve 62. maddeleriyle belirsizliklerin giderilmesi ve ihtilafların ortadan kaldırılması amacıyla; ÖTV Kanunu’na ekli listeler kapsamına giren malların GTİP numaraları, TGTC’de yapılan değişikliklere göre güncellenmiştir.

Ayrıca Kanun’da GTİP numaralarına yapılan atıfların güncellemeye koşut yeniden düzenlenmesi, akaryakıt olarak kullanılabilen bazı ürünlerin ÖTV kapsamına alınması da Kanun’da yer almaktadır.

Diğer taraftan Kanun’un 59. maddesiyle ÖTV Kanunu’nun 8. maddesinin (2) numaralı fıkrasına yeni bir cümle eklenmiştir. Buna göre ihraç kayıtlı teslimlerde, ihracatın mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle 3 ay içinde gerçekleştirilememesi halinde, KDV Kanunu’nda yer alan düzenlemede olduğu gibi, Maliye Bakanlığınca veya Bakanlığın uygun görmesi durumunda vergi dairelerince 3 aya kadar ek süre verilebilecektir.

Yukarıdaki düzenlemeler Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir.

Kanun’un 60. maddesiyle ÖTV Kanunu’na eklenen 9/A maddesinde ise ÖTV Kanunu’na ekli (II) sayılı listedeki taşıtların imalinde kullanılan (IV) sayılı listedeki radyo, hoparlör, monitör gibi malların alış faturaları ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen ve beyan edilen özel tüketim vergisinin (II) sayılı listedeki malların imalatçısına iade edileceğine ilişkin düzenleme yer almaktadır. İadenin usul ve esasları Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecektir.

Bu hüküm, Kanun’un yayımını izleyen aybaşında (1 Nisan 2018) yürürlüğe girecektir.

7. Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu

7103 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle, Karayolları Trafik Kanunu’nda yer alan minibüs ve otobüs tanımlarına uyum sağlamak için Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde düzenleme yapılmıştır. Ayrıca aynı maddeye motorlu taşıtlarla ilgili olarak motor gücü tanımı da eklenmiştir.

Buna göre motor gücü; taşıtların elektrik motorlarını imal eden fabrikalarca uluslararası normlara göre tespit edilen ve kilovat (kW) olarak ifade olunan azami güçtür.

Kanun’da ayrıca, elektrik motorlu otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri ile panelvanların ve motosikletlerin, diğer taşıtlar için yaşı itibarıyla uygulanmakta olan motorlu taşıtlar vergisi tutarlarının % 25’i oranında vergilendirileceğine ilişkin düzenleme yer almaktadır.

MTV ile ilgili düzenlemelerin tamamı 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girecektir.

8. Harçlar Kanunu

7103 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle; dava konusu edilmiş uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde, karar ve ilam harçları konusunda yaşanan tereddütlerin giderilmesi amacıyla Kanun’a bağlı (I) sayılı tarifeye yeni bir bent eklenmiştir.

Buna göre açılmış davalarda uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözümlenmesi halinde, arabuluculuk son tutanağına dayalı olarak verilen kararlardan 35,90 TL tutarında harç alınacaktır.

Bu hüküm, Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu kanun sirkülerimize ek olarak alınmıştır.

 

 

Saygılarımızla. 

 

 



PRATİK BİLGİLER

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel

FAYDALI LİNKLER

TCMB DÖVİZ KURLARI

HAVA DURUMU

SİTE SAYACI


Ziyaretçi Sayımız: 567434