TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI HAKKINDA GENEL TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİKLER YAPILDI
Bilindiği üzere, 25 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2151 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Karar’da bazı değişiklikler yapılmıştır. Karar, yayımı tarihinde (25 Şubat 2020) yürürlüğe girmiştir.
Konunun ayrıntılı olarak izah edildiği 4 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğ (4 seri no.’lu TF Tebliği), 1 Eylül 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
4 seri no.’lu TF Tebliği ile;
- Matrah Aşındırması ve Kâr Aktarımı (BEPS) 13. Eylem planının Türkiye’de mevcut transfer fiyatlandırması mevzuatına dahil edilmesi,
- Kurumlar Vergisi Kanunu'nun “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” başlıklı 13. maddesinde daha önce çeşitli kanunlar ile yapılmış olan değişiklikler doğrultusunda, 1 seri no.lu TF Genel Tebliği’nin ilgili bölümlerinin güncellenmesi yapılmıştır.
Bu sirkülerimizde, Tebliğ ile getirilen değişiklik, uygulamaya yönelik yapılmış olduğu ve düzenlemelere yoğunlaşmıştır. Söz konusu odak noktaları aşağıda özetlenmektedir:
• İlişkili kişi kavramı
4 seri no.’lu TF Tebliği ile daha önce 6728 sayılı Kanun ile 5520 sayılı Kanunun 13. maddesinin ikinci fıkrasına eklenen “ilişkili kişi” tanımı (doğrudan veya dolaylı ortaklık oranının hesaplamasına ilişkin çeşitli varyasyondaki örnekler ile birlikte) 1 seri no.lu TF Genel Tebliği metnine işlenmiştir.
Böylelikle ilişkinin doğrudan ya da dolaylı olarak ortaklık kanalıyla oluştuğu durumlarda, örtülü kazanç dağıtımı kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için, en az %10 oranında ortaklık, oy veya kar payı hakkının olması şartı aranacaktır. İlişkili kişiler açısından bu oranların topluca dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca ortaklık ilişkisi olmaksızın doğrudan veya dolaylı olarak oy veya kar payı hakkının bu oranın üzerinde olması halinde de tarafların ilişkili kişi sayılacağı hususuna açıklık getirilmiştir.
Tebliğe bu konuyla ilgili olarak eklenen 3.3. bölümündeki örneklere dikkat edilmesini öneririz. Aralarında Kanunun 13. Maddesinde belirtilen şekilde akrabalık ilişkisi olanlar için verilen örnek aşağıya alınmıştır:
Örnek 4:
(A) ve (B) gerçek kişileri kardeş olup (C) kurumunun ayrı ayrı %5 oranında ortağıdır. Tebliğin 3.1.5 bölümünde açıklandığı üzere, transfer fiyatlandırması bakımından ortakların veya eşlerinin anne, baba, büyükanne ve büyükbabaları, çocukları ve torunları ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları ilişkili kişi sayılmaktadır. Bu durumda, (A) ve (B) gerçek kişileri kardeş olmaları vasfıyla ilişkili kişi olup bu kişilerin (C) kurumunda olan ortaklık paylarının toplamı (%5+%5 =) %10, Kanunda belirtilen %10 şartını karşıladığı için (A) ve (B) gerçek kişileri ile (C) kurumu arasında gerçekleşen işlemler örtülü kazanç dağıtımı hükümleri kapsamında değerlendirilir.
Diğer taraftan, ortaklık ilişkisi olup olmadığına veya ortaklık oranına bakılmaksızın, kurumların idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu kişiler, ilişkili kişi sayılmaya ve bu kişilerle yapılan mal veya hizmet alımı ya da satımı, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı kapsamında değerlendirilmeye devam edilecektir.
• Emsal bedel tespitinde kullanılan yöntemler
6728 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, Kanun’a İşlemsel Kar Yöntemleri olan, “İşleme Dayalı Net Kar Marjı Yöntemi” ve “Kar Bölüşüm Yöntemi” de ilave edilmiş ve bu yöntemlerin nasıl tatbik edileceklerine dair açıklamalar yapılmıştır. Bu şekilde OECD tarafından 2010 yılında revize edilen “Uluslararası Şirketler ve Vergi İdareleri İçin Transfer Fiyatlandırması Rehberi”nde öngörülen, işlemsel kar yöntemleri ile geleneksel yöntemler arasındaki hiyerarşinin kaldırılması, yerel mevzuatımıza adapte edilmiştir.
4 seri no.’lu TF Tebliği ile 1 seri no.lu TF Genel Tebliği’nin ilgili metni güncellenmiş buna karşın;
“…işlemin mahiyetine en uygun olan yöntem kullanılarak tespit edilir. Bu yöntemler arasında herhangi bir öncelik sırası yoktur. Bununla birlikte, yöntemlerin eşit şekilde uygulanabilir olduğu durumlarda geleneksel işlem yöntemleri işlemsel kâr yöntemlerine tercih edilir.”
ifadesi eklenerek yöntemler arası hiyerarşinin hala uygulanabileceği şeklinde yorumlanabilecektir.
• Peşin fiyatlandırma anlaşmaları
4 seri no.’lu TF Tebliği’ndeki düzenleme ile 6728 sayılı Kanun ile 5520 sayılı Kanun’un 13. maddesinin beşinci fıkrasına eklenen;
“Mükellef ve Bakanlık, belirlenen yöntemin zamanaşımına uğramamış geçmiş vergilendirme dönemlerine tatbik edilmesini, Vergi Usul Kanunun pişmanlık ve ıslah hükümlerinin uygulanmasının mümkün olması ile anlaşma koşullarının bu dönemlerde de geçerli olması halinde, anlaşma kapsamına almak suretiyle sağlayabilir. Bu durumda, imzalanan anlaşma söz konusu hükümlerde yer alan haber verme dilekçesi yerine geçer, beyan ve ödeme işlemleri buna göre tekemmül ettirilir. Anlaşmanın geçmiş vergilendirme dönemlerine uygulanması sebebiyle daha önceden ödenen vergiler ret ve iade edilmez.”
ifadesine 1 seri no.lu TF Genel Tebliği’nde yer verilmiştir.
Öte yandan, Peşin Fiyatlandırma Anlaşmasının süresinin en fazla beş yıl olup imzalandığı tarihten itibaren anlaşmada belirlenen süre ve şartlar dahilinde hüküm ifade edeceği belirtilmiş, örneklerle açıklanmıştır.
Ayrıca, anlaşmada belirtilen süre ve şartlar dahilinde, anlaşmanın imzalandığı tarihten itibaren hüküm ifade etmek üzere uygulanabileceği gibi tarafların anlaşmanın süresinin ileriki bir hesap döneminden itibaren başlamasını da kararlaştırabileceği eklenmiştir.
• Vergi ziyaı cezası indirimi
4 seri no.’lu TF Tebliği ile 6728 sayılı Kanun ile mevzuatımıza girmiş olan %50 oranındaki vergi ziyaı indirimi uygulamasına ilişkin ifadeye 1 seri no.lu TF Genel Tebliği’nde yer verilmiştir.
Bu kapsamda, mükellefin transfer fiyatlandırmasına yönelik belgelendirme yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirmesi halinde, örtülü olarak dağıtılan kazanç sebebiyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş ya da eksik tahakkuk ettirilmiş olan vergiler için, vergi ziyaı cezasının %50 indirimli olarak uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu şekilde transfer fiyatlandırması dokümantasyonunun öneminin tekrar altı çizilmiş ve dokümantasyona ilişkin yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getiren mükelleflere, bir mükafat olarak, vergi cezası koruması sunulmuştur.
• Yeni belgelendirme yükümlülükleri
4 seri no.’lu TF Tebliği ile 1 seri no.lu TF Genel Tebliği’nde yer alan “7- Mükelleflerden İstenecek Belgeler” başlıklı bölümü, başlığı ile birlikte değiştirilmektedir.
Bu kapsamda, kurumlar vergisi 2019 ve sonrasındaki hesap dönemleri için transfer fiyatlandırması dokümantasyonunu aşağıdaki şekilde 3 aşamalı olarak hazırlamaları öngörülmektedir:
• Genel Rapor (Master file),
• Ülke Raporu (Local file),
• Ülke Bazlı Raporlama (Country-by-Country Reporting).
Bu belgelendirme türleri arasından sadece "Ülke Raporu" Türkiye'de kullanılmakta olup diğer iki belgelendirme türü Türkiye için tamamen yeni olma özelliğini taşımaktadır.
Öte yandan, eklenen bir hüküm ile, Mükelleflerin Kurumlar Vergisi Beyannamesi ekinde yer alan “Transfer Fiyatlandırması, Kontrol Edilen Yabancı Kurum ve Örtülü Sermayeye İlişkin Form”un doldurulmasında, her bir ilişkili kişi bazında yıllık toplam net tutarı 30.000 TL'nin altında olan mal veya hizmet alım ya da satım işlem bilgileri ile söz konusu ilişkili kişi bilgilerine yer verilmesine gerek bulunmamaktadır.
• Grup içi hizmetler ve gayri maddi hak yaklaşımı
4 seri no.’lu TF Tebliği ile 1 seri no.lu TF Genel Tebliği’nde yer alan “11.3- Grup İçi Hizmetlerde Emsallere Uygun Bedelin Belirlenmesi” başlıklı bölümün altına;
“…Öte yandan, sağlanan grup içi hizmet nedeniyle yapılan ödemeler, alınan hizmetin mahiyetine göre, iç mevzuat hükümleri ve ilgili çifte vergilendirmeyi önleme anlaşma hükümleri de dikkate alınmak suretiyle vergilendirilir. Örneğin, (A) ülkesinde mukim (AB) şirketi tarafından satın alınan bir gayri maddi hakka ilişkin kullanım hakkının grup şirketlerine masraf paylaşımı kanalıyla dağıtıldığı, Türkiye'de mukim grup şirketi (B)'nin de faaliyetleri kapsamında bu hizmetten faydalandığı ve (B) şirketi tarafından söz konusu gayri maddi hakkın kullanımı karşılığında grup içi hizmet ödemesi yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, yurt dışındaki ilişkili kişiye yapılan ödeme, gayri maddi hak ödemesi olarak kabul edilir ve ilgili çifte vergilendirmeyi önleme anlaşma hükümleri dikkate alınarak iç mevzuat hükümleri uyarınca vergilendirilir.”
fıkrası eklenmiş ve verilen örnek uygulama ile Tebliğde ilk defa İdare’nin gayri maddi hak stopajları açısından yaklaşımına yer verilmiştir. Böylece sağlanan grup içi hizmet nedeniyle yapılan ödemelerin, alınan hizmetin mahiyetine göre, iç mevzuat hükümleri ve ilgili çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümleri dikkate alınmak suretiyle vergilendirileceğine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
Söz konusu tebliğ için tıklayınız
Saygılarımızla