Şirket Hissesini Geçici İlmühaberle Devredip Risk Almayın
Ortaklık payını pay senedi ile devretmenin vergisel avantajı ne?
Anonim şirketlere ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan pay (hisse) senetlerinin satışından doğan kazançlar, tutarı ne olursa olsun gelir vergisine tabi bulunmuyor (GVK mükerrer 80/1. Madde). Yani, anonim şirket ortaklarının pay senetlerini iktisap (edinme) tarihinden itibaren ‘‘iki yıl’’ geçtikten sonra satmaları halinde, satıştan doğan kazanç tutarı ne olursa olsun gelir vergisine tabi değil.
Avantaj için pay senedinin bastırılmış olması şart
Anonim şirketlerin pay senetlerine yönelik bu vergisel avantajdan yararlanılabilmesi için, pay senetlerinin mutlak suretle bastırılmış olması gerekiyor. Ancak, pay senedi bastırılmamışsa, anonim şirket ortakları, paylarını kaç yıl sonra ve kime satarlarsa satsınlar, satıştan doğan kazançlar “değer artışı kazancı” olarak gelir vergisine tabi bulunuyor (GVK mükerrer mad. 80/4).
Pay senetlerini bastıran anonim şirketlerin ortaklarının ciddi bir vergisel avantajı var. Ancak, pay senedi bastırmayan anonim şirketlerin ortakları ise, pay devirlerinde bu vergi avantajından yararlanamıyor! Vergi avantajı için gerekli olan iki yıllık sürenin başlaması için, anonim şirket pay senetlerinin bastırılmış olması şart! Bu nedenle, anonim şirket ortaklarının pay senetlerinin bastırılıp bastırılmadığını kontrol etmeleri ve bastırılmamışsa pay senetlerinin bir an evvel bastırılması için hemen harekete geçmeleri gerekiyor.
Pay senetlerinin iktisap tarihi çok ama çok önemli
Anonim şirket ortaklık paylarını gösteren pay senetlerinin iki yıl elde tutulduktan sonra satışından doğan değer artış kazançlarının vergilendirilmemesi, bu senetlerin iktisap tarihinin bilinmesini önemli kılıyor.
Pay senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarih, genel olarak iktisap tarihi olarak dikkate alınıyor. Maliye, şirket ortaklık paylarının pay senedine bağlandığı durumlarda iktisap tarihini, pay senedinin bastırıldığı (çıkarılmak) tarih olarak kabul ediliyor. Örneğin, 1982 yılında kurulmuş olan bir anonim şirketin pay senetleri 30.05.2020 tarihinde bastırılmışsa, pay senetlerinin iktisap tarihi, 30.05.2020 olarak kabul ediyor (GİB. Ankara VDB.nin 28.02.2017 tarihli ve 38418978-120(Muk80-16/14)-63676, İstanbul VDB.nin 21.06.2017 tarihli ve 62030549-120[Mük.80-2016/211]-181606 sayılı özelgeler).
Sermaye ve kar yedeklerinin sermayeye eklenmesi dolayısıyla sahip olunan pay senetlerinin iktisap tarihi olarak, daha önceden sahip olunan pay senetlerinin iktisap tarihinin esas alınması gerekiyor. Anonim şirketler tarafından sermaye artırımına gidildiği durumlarda, ortaklar, rüçhan haklarını kullanmak suretiyle artırılan sermayeyi temsil eden pay senetlerini alabiliyorlar. Pay senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan pay senetlerinin iktisap tarihi olarak, sahip olunan eski pay senetlerinin iktisap tarihinin esas alınması gerekiyor.
Pay senedi yerine ilmühaber çıkarılabilir mi?
İlmühaber, en genel tanımıyla, anonim şirketler tarafından pay (hisse) senedi bastırılıncaya kadar geçerli olan ve pay senetlerinin yerini tutmak üzere çıkarılan bir menkul kıymet. Uygulamada anonim şirketler pay (hisse) senedi yerine ilmühaber bastırıyorlar.
İlmühaber çıkarılması, TTK’nın 486. maddesinin ikinci fıkrasında yer alıyor. Bu fıkrada yer alan “Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü ile pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılmasına da olanak sağlanmış bulunuyor. Dolayısıyla, pay senedi yerine ilmühaber bastırılması mümkün bulunuyor.
Ancak, literatürde, ilmühaberin sadece hamiline yazılı paylar için çıkarılabileceği, nama yazılı paylar için çıkarılamayacağına ilişkin farklı görüşler de bulunuyor.
Vergi mevzuatında ilmühaberle ilgili bir düzenleme var mı?
Vergi mevzuatında ilmühaberle ilgili tek düzenleme 232 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde yer alıyor.
Söz konusu Tebliğde; geçici ilmühaberlerin anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetler olduğu, sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kar payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberlerin, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybettiği, dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği, ilmühaberlerin hisse senetleri ile değiştirilmesi dolayısıyla alınan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak ilmühaberlerin elde edildiği tarihin dikkate alınacağı açıklanmış bulunuyor.
Danıştay’ın bu konudaki görüşü ne?
Danıştay’ın bu konu ile ilgili yerleşik hale gelen görüşü, geçici ilmühaberin vergi hukuku açısından hisse senedi olarak kabul edilmesi gerektiği şeklinde. Nitekim, Danıştay tarafından verilen yeni tarihli bir Karar’da;
“geçici ilmühaberin niteliği gereği şirketler için hisse senedi çıkarılıncaya kadar hisse senedinin yerine kullanılmak üzere çıkarılan ve sahiplerine hisse senetlerinin haklarını sağlayan bir kıymetli evrak olduğu, yani hisse senedi ile geçici ilmühaberin birbirinden ayrı ve fakat birbirini tamamlayıcı ve aynı hakları sağlayıcı belgeler oldukları, bu nedenle iki belgenin devir ve tesliminin vergiyi doğuran olay niteliğinde olup olmadığının aynı usulle değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla geçici ilmühaberle iştirak hisselerinin satılarak devrinin KDV Kanununun 17/4-g maddesi kapsamında hisse senetlerinin teslimine dair istisna kapsamında yapılmış bir işlem olarak kabul edilmesi gerektiği”
belirtilmiş bulunuyor (Danıştay 3. Dairesi’nin 28.06.2021 tarihli ve E.2016/ 20966, K.2021/3619 sayılı Kararı).
Ancak, oy çokluğu ile verilen bu Karar’da karşı oy gerekçesi ise;
“KDV Kanununun 17/4-g maddesinde düzenlenen istisna hükmünde sadece hisse senedi ibaresi yer almakta olup, ayrıca ve açıkça ilmühaber ifadesi bulunmamaktadır. Bu nedenle, istisna hükmü ile sadece hisse senetleri istisna kapsamına alınmıştır. KDV Kanununda ilmühaber kavramına yer verilmediğinden, ilmühaber teslimlerinin KDV istisnası kapsamına girip girmediği konusunun mutlaka Kanunda açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.”
şeklindedir.
Karşı oy gerekçesi, şirket hisselerinin ilmühaberle devrini açıkçası biraz riskli hale getiriyor. Çünkü, her an her şeyin, her görüşün değişmesi mümkün bulunuyor.
Ortaklık payını ilmühaberle yaparsanız vergisel riski de satın almış olursunuz
Anonim şirket ortaklık payları, bastırılmış pay senetlerinin iktisap tarihinden itibaren iki yıldan fazla süreyle elde tutulduktan sonra elden çıkarılıyorsa, sağlanan kazanç, tutarı ne olursa olsun değer artış kazancı kapsamında gelir vergisine tabi bulunmuyor.
Ancak, bu ortaklık paylarının pay senetleri yerine ilmühaberle devredilmesinde farklı görüşler söz konusu!
Ayrıca, geçmiş yıllarda, ilmühaberin hisse senedi olarak kabul edilemeyeceği ve ilmühaberle yapılan ortaklık payı devirlerinin vergiye tabi olduğu gerekçesiyle cezalı vergi tarhiyatlarının yapıldığı hususu da gözden uzak tutulmamalı.
Risk almayın, pay devirlerini pay senedi ile yapın!
Anonim şirket hisse devirlerinde vergisel risk almamak ve büyük vergi avantajından yararlanmak için, pay devirleri pay senetleri ile yapılmalı.
Ayrıca , pay senedi çıkarma imkanı varken, bunun yerine geçici ilmühaber bastırılmamasını önemle ve özellikle tavsiye ediyorum.